NTV’de Noyan Doğan’ın sunduğu ve 20 Şubat’ta yayınlanan “Bakış” adlı programda Volkan Terzioğlu’nu izledim.
Hayat sigortası, insanlar için en kritik sigortalardan biridir. Gelişmiş ülkelerde sigortacılık piyasasının yaklaşık %45’ini oluşturan hayat sigortaları, Türkiye’de yalnızca %10 seviyelerinde kalmaktadır. Üstelik bu oran da büyük ölçüde banka kredilerine bağlıdır.
Bugün Türkiye’de 36 milyon kişinin hayat sigortası bulunuyor. Ancak yalnızca 3,6 milyonu bu sigortayı kendi isteğiyle yaptırmışken, 32,4 milyon kişi banka kredisi (çoğu kredili mevduat hesaplarına uygulanan düşük teminatlı hayat sigortasıdır diye tahmin ediyorum) kullanırken zorunlu olarak sigortalanmış durumda. Bu tablo, hayat sigortasının Türkiye’de hâlâ bilinçli bir tercih değil, çoğunlukla bir kredi şartı olarak yapıldığını gösteriyor.
Ancak, yıllardır süregelen eksik ve hatalı mevzuat, benim denetçi olduğum dönemler dahil neredeyse hiçbir zaman etkin olmayan denetim, yanıltıcı bilgilendirmeler ve uygulama hataları nedeniyle hayat sigortası hâlâ doğru şekilde sunulamıyor. Nitekim bu programda da konu eksik ve hatalı bir şekilde ele alınmış.
Üstelik, yıllardır sigortacılık üzerine yayın yapan Noyan Doğan’ın, hayat sigortasını ilk kez ele aldığını itiraf etmesi, sektörün bu alana ne kadar ilgisiz kaldığının açık bir göstergesi. Programın sponsorlarının çoğunlukla Türkiye Sigorta Birliği olduğunu düşünürsek, sektörün aslında hayat sigortasını geliştirme gibi bir derdinin olmadığını, daha doğrusu krediye dayalı hayat sigortalarının sektör oyuncularını tembelleştirdiğini söylemek mümkün.
Son yıllarda, Aegon Hayat’ın (ülkeden ayrıldı) yaygınlaştırdığı, tüketicilere “iade” ve “vergi avantajı” gibi cazip söylemlerle pazarlanan prim iadeli hayat sigortaları olmasa, sektördeki satış departmanları neredeyse tamamen kapanacak duruma gelirdi.
A) Hayat Sigortası Seçerken Amacınızı Belirleyin
Hayat sigortası yaptırırken, öncelikle amacınızı netleştirin ve buna uygun bir poliçe tercih edin:
-Geride kalanları güvence altına almak istiyorsanız, yalnızca vefat teminatlı hayat sigortası yaptırmalısınız. Ancak bu ürün, son yıllarda pek satılmıyor. Bunun yerine, “vefat sigortası” adı altında yanıltıcı şekilde karma ürünler (prim iadeli hayat sigortaları) sunuluyor. Oysa hayat sigortasının en temel ve çıkış noktası olan ürün vefat teminatıdır. En düşük primle, en yüksek vefat teminatı sağlayan sigorta türüdür. Ben çocuklarım yetişme çağında olduğu için 20 yıldır sadece vefat teminatlı hayat sigortası yaptırıyorum.
-Geride kalanlara güvence sağlarken, yaşarsam primlerimin bir kısmını veya tamamını geri almak istiyorum diyorsanız, prim iadeli hayat sigortası (karma sigorta) sizin için uygun olabilir. Ancak burada prim çok daha yüksek, vefat teminatı çok daha düşüktür. Şirketler için daha risksiz bir getiri, acenteler için yüksek komisyon nedeniyle satışlarda öne alınan bir üründür. En büyük risk ise ilerde poliçeden vazgeçmeniz durumunda, ödediğiniz ama geri iade edileceğini düşündüğünüz tutarının büyük kısmının erken ayrılma kesintisi (ceza) olarak sizden kesilmesi ile karşılaşabilirsiniz. Bu konuda çok şikayet bulunmaktadır.
-Ölümüm halinde çocuklarımın eğitim masraflarını karşılayacak bir güvence istiyorum diyorsanız, eğitim sigortası tercih edilmelidir. Son derece faydalı bir üründür.
-Birikim yapmak ve emeklilikte düzenli maaş almak istiyorum diyorsanız, ya toplu ödeme yaparak ya da uzun vadeli prim ödeyerek gelir sigortasına yönelmelisiniz. Bu sigorta, emeklilik döneminizde belirli bir maaş ödenmesini taahhüt eder. Ancak, şu an çok az sigorta şirketi bu ürünü sunmaktadır. Tabi uzun vadeli plana dayalı ürün olduğu için, ekonomik istikrarlı düşük ülkelerde uygulanması oldukça zor bir ürün.
-Birikimli hayat sigortasından uzak durun. Programda da bahsedilen geçmişte “traktör” vaat edilen üründür. Mevcut mevzuat ve uygulamalar nedeniyle, bu ürün sigortalıya düşük garanti getirisi (teknik faiz) sunuyor ve enflasyonun üzerinde getiri sağlama garantisi bulunmuyor. Yatırım yönetimi tamamen sigorta şirketinin inisiyatifinde olduğu için, sigortalının kontrolü dışında bir üründür. Hayat sigortacılığın kötü üne sahip olmasının başlıca nedeni bu üründür. Bu konuda 25 yıldır yazıp çiziyorum, sesi yükselttim ama gram etkide bulunamadım. Bu ürüne şimdiye kadar bu haliyle müsaade edenler (Allah’tan artık çok satılmıyor, payı gittikçe azalıyor) çok günah işlemiştir.
-Son 3-4 yılda çıkartılan sadece yaşam teminatlı hayat sigortaları bana göre hem sigorta hem de vergi mevzuatı (sadece yaşam teminatlı hayat sigortasına ilişkin mukteza görmedim) açısından sorunlu. Gördüğüm kadarıyla, Eurobond endeksli kâr paylı hayat sigortası diye satılmakta, vergi iadesi ile birlikte son derece avantajlı bir seçenek. Sigorta sektöründeki yüksek vergi dilimli (%40) birçok profesyonel döviz krizi zamanında bu ürünü tercih etmiş.
B) Vergi Avantajlarını Unutmayın
Hayat sigortalarında tamamında ödediğiniz primleri, belirli bir tutara kadar gelir vergisinden düşebilirsiniz.
Örneğin:
Gelir vergisi diliminiz %15 ise, ödediğiniz primin %15’ini vergi ödemeyerek geri kazanabilirsiniz. Özellikle en yüksek vergi diliminde (%40) olanlara hayat sigortası yaptırmasını şiddetle öneririm.
Birikimli hayat sigortalarında, diğer hayat ürünlerin aksine ödediğiniz primin %50’sini gelir vergisinden düşebilirsiniz, ancak bu ürünü zaten önermiyorum, vergi dezavantajı nedeniyle de ayrıca önermiyorum.
C) Sonuç: Hayat Sigortasında Doğru Seçim Yapın
Hayat sigortası, doğru amaç için doğru ürünle yapıldığında gerçekten faydalıdır. Ancak, yanlış yönlendirmeler ve eksik bilgilendirme sigortalıların mağduriyetine neden olabiliyor. Bu nedenle, sigorta seçerken dikkatli olunmalı, ürünler iyi analiz edilmeli ve uzman görüşü alınmalıdır.
Daha fazla bilgi için: