Güncelleme Tarihi: 11.05.2025
Bireysel Emeklilik Sistemi’ne (BES) katılırken, tüm birikimini tek bir sözleşmede mi toplamalı, yoksa birikimlerini birden fazla sözleşmeye mi bölmeli sorusu akla gelebilir. Bu tercih, sadece yatırım stratejisini değil, aynı zamanda ileride sistemden erken ayrılma ve kısmi çekim vs. süreçlerini de doğrudan etkileyebilir.
Bu soruya cevap vermeden önce Kanun ve idari düzenlemeler bazında konunun gelişmesini kısaca aktarayım.
Kısmi Erken Ayrılma Hakkı
BES, 07.04.2001 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 4632 sayılı BES Kanunu ile hayatımıza girdi. Bu Kanunu’nun 6.maddesi üçüncü fıkrası;
“… Katılımcının emekliliğe hak kazanmadan sistemden ayrılma talebinde bulunması halinde ise, bireysel emeklilik hesabındaki birikimler emeklilik sözleşmesi hükümleri çerçevesinde kendisine ödenir.” hükmü ile, erken ayrılanlar bütün birikimleri almak mecburiyetindedir.
Bu fıkra 2012 yılında değişti.
“… Katılımcının emekliliğe hak kazanmadan sistemden ayrılma talebinde bulunması halinde şirket, bildirimin ulaşmasından itibaren yirmi iş günü içinde katılımcının birikimlerini tamamen öder. Ancak Müsteşarlıkça belirlenen hallerde katılımcıya sistemden ayrılmadan kısmen ödeme de yapılabilir. Kısmen ödemeye konu olabilecek birikim oranı ile bu madde kapsamında şirketlerce yapılacak ödemelere ilişkin diğer esas ve usuller Müsteşarlık tarafından belirlenir.” (Resmi Gazete Tarihi : 13/6/2012-6327)
Bu değişiklikle, sistemden ayrılmak isteyen katılımcılara birikimlerinin tamamının ödenmesi esası korunmuştur; ancak kamu otoritesince belirlenecek bazı hallerde, sistemden ayrılmaksızın birikimlerin bir kısmının da ödenebilmesine imkân tanınmıştır. Başka bir deyişle, katılımcılara belirli hallerde kısmen sistemden çıkma imkanı getirilmiştir. Ancak bu fıkrada öngörülen alt düzenleme, kamu otoritesi tarafından 2022 yılına kadar çıkarılmamıştır.
Kısmi Ayrılma Hakkı 2022’de Hayata Geçirildi
4632 sayılı Kanununun söz konusu maddesinin yukarıdaki fıkrası değişti, sonra yeni Yönetmelik çıkartılarak evlilik, konut edinimi, eğitim giderleri ve doğal afet gibi durumlarda katılımcının, sistemden çıkmadan birikimlerinin %50’sine kadar çekebilmesi mümkün hale geldi.
Sözleşme Bazında Erken Ayrılma Hakkı
Kanun, “kısmen ayrılma”yı bir istisna olarak tanımlamış ve sözleşme bazında sistemden erken ayrılma tanımlanmamıştır. Kanunda kısmi ayrılma hakkı verilmesinde amaç, gerçekten ihtiyaç halinde birikimin bir kısmının çekilmesine olanak tanımak ama kalan tutarla katılımcının sistemde kalmasını sağlamaktır.
Bireysel Emeklilik Sistemi Hakkında Yönetmelik’te sözleşme bazında erken ayrılma hakkı gelişimi:
1) 28/2/2002 tarihli ve 24681 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Bireysel Emeklilik Sistemi Hakkında Yönetmelik Emekliliğe
Hak Kazanmadan Sistemden Ayrılma
Madde 19 — Emeklilik sözleşme süresi içinde katılımcı herhangi bir anda veya sürekli işgöremezlik durumunun ortaya çıkması halinde bireysel emeklilik sisteminden birikimlerini alarak çıkabilir.
2) 9/4/2008 tarihli ve 26842 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Bireysel Emeklilik Sistemi Hakkında Yönetmelik
Sistemden ayrılma
MADDE 17 – (1) Katılımcı, emekliliğe hak kazanmadan sistemden ayrılması halinde bireysel emeklilik sistemine giriş tarihinden kaynaklanan süreye ilişkin haklarını kaybeder.
3) 09/11/2012 tarihli ve 28462 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Bireysel Emeklilik Sistemi Hakkında Yönetmelik
Sistemden ayrılma
MADDE 15 – (1) Emeklilik sözleşmesini emekliliğe hak kazanmadan sona erdirmesi halinde katılımcı, sona erdirilen sözleşme bakımından bireysel emeklilik sistemine giriş tarihinden kaynaklanan süreye ilişkin haklarını kaybeder.
MADDE 15 – (Değişik:RG-17/12/2016-29921)(10)
(1) Emeklilik sözleşmesini emekliliğe hak kazanmadan veya emeklilik hakkını kazanmış olduğu halde bu hakkı kullanmadan sona erdirmesi halinde katılımcı, sona erdirilen sözleşme bakımından bireysel emeklilik sistemine giriş tarihinden kaynaklanan süreye ilişkin haklarını kaybeder.
Yukarıda da görüleceği üzere, 2012 yılına kadar sözleşme bazında sistemden ayrılmaya ilişkin bir hüküm Yönetmeliklerde yer verilmemiştir. Bu konuya ilk kez, 2012 yılında yeniden yayımlanan Yönetmelikte yer verilmiş; sözleşme bazında sistemden çıkılması halinde, sadece sözleşme bazında katılımcının bireysel emeklilik sistemine giriş tarihine bağlı olarak elde ettiği süreye ilişkin bazı haklarını kaybedeceği, diğer sözleşmelere ilişkin haklarının korunacağı öngörülmüştür.
Bu düzenlemenin, kısmi erken ayrılmanın başka bir biçimi olduğu açıktır.
Kanun ile Yönetmelik çelişiyor mu?
Evet, bu Yönetmelik hükmü Kanun maddesine, aynı zamanda Anayasa’nın eşitlik ilkesine de aykırıdır. Düşünün ki biri tek bir sözleşme yapmış (muhtemelen sistemdekilerin çoğu öyledir); acil bir durum olunca, ayrıca kısmi ayrılma şartlarını sağlamıyorsa, tüm parasını çekmek zorunda kalacak ve bütün süreye bağlı haklarını kaybedecek. Öte yandan, başka biri on ayrı sözleşme yapmış; paraya ihtiyacı olduğunda, istediği sözleşmeden çıkabilecek, diğer sözleşme haklarını kaybetmiyecektir. Bu açık bir eşitsizliktir.
Bu Kanuna aykırılığı yeni fark edebildim. Bu nedenle, kısmi ayrılmaya ilişkin düzenlemeler yapılırken neden bu kadar büyük bir tantana koparıldığını ve neden “reform” adı altında kamuoyuna spotlarla sunulduğunu artık daha da tuhaf buluyorum. Oysa bunun yerine, kamu spotlarıyla “tek sözleşme yapmayın” mesajı verilmiş olsaydı, tüketici açısından çok daha faydalı – hatta bin kat daha yararlı – bir yaklaşım olurdu.
Sonuçta, orijinalde giriş çıkış serbestliğini, yeniden girenlerin süreye ilişkin eski hakların tamamını veya önemli kısmının geri verilmesini savunuyorum, böylelikle hem BES havuzu daha büyüyecektir (tamamen ayrılan haklarını kaybettiği için kuvvetle muhtemelen geri dönmez, ama önemli bir hak verirsen dönebilir), hem de insanlar geçici finansal sıkıntıları yüzünden haklarını tamamen kaybetmemiş olacaktır.
Özet
Bireysel Emeklilik Sistemi’nde kısmi ayrılma hakkı 2022’de sınırlı koşullarla getirildi. Ancak sistem uzun süredir sessizce sözleşme bazlı ayrılma yoluyla fiilen “kısmi çıkışı” zaten uyguluyor. Bu da ciddi bir çelişki doğuruyor.
Tek sözleşmeyle sisteme giren biri, ihtiyacı olduğunda tüm parasını çekmek zorunda kalıyor ve kazanılmış tüm süre haklarını kaybediyor. Oysa çoklu sözleşme yapan biri, yalnızca bir sözleşmeden çıkarak diğer haklarını koruyabiliyor. Bu açık bir eşitsizlik.
Kamu spotlarında “reform” diye sunulan kısmi ayrılma düzenlemesi yerine, sistemin fiili işleyişi katılımcılara açıkça anlatılsaydı, kamu yararı çok daha yüksek olurdu.
BES’in güvenilirliği ve sürdürülebilirliği için sistemin bu yapısal adaletsizlikten arındırılması şart.
Not: Baksaş Sigorta Aracılık Hizmetleri AŞ Genel Müdürü Bahadır Zengin beyin özet desteği için teşekkür ederim.