Hayat dışı sigorta şirketlerinin geçmişten bu yana Muallak Tazminat Karşılığı (MTK) düzeylerinin yetersiz olup olmadığı sürekli tartışılmaktadır. Denetçilik dönemimde edindiğim eksik karşılık ayırma yaygın olduğu şeklindeki tecrübem, geçmişte faaliyetlerine son verilen ve özellikle trafik branşında üretimi bırakan şirketlerde, ayrılan MTK ile gerçekleşen MTK arasında ciddi farklar olabileceğini açıkça göstermektedir.
Şu ana kadar 31.12.2024 yılı finansal sonuçlarını açıklayan bazı şirketlerin MTK düzeyleri, bu konudaki tartışmaları artırmıştır.
Muallak Tazminat Karşılığı (MTK), temel olarak üç bileşenden oluşur:
1. Dosya Tazminat Karşılığı (DTK, dosya muallağı da denilmektedir): İhbar edilmiş ve üzerinde rezerv ayrılmış hasar dosyaları için belirlenen karşılık.
2. Gerçekleşmiş ancak ihbar edilmemiş tazminatlar (IBNR olarak bilinmektedir): Henüz sigorta şirketine bildirilmemiş ancak gerçekleşmiş tazminatlar için ayrılan karşılık (IBNR – Incurred But Not Reported) ve gerçekleşmiş ancak yeterince bildirilmemiş tazminatlar (IBNER – Incurred But Not Enough Reported) için ayrılan karşılık.
3. MTK Yeterlilik Tablosu Farkı: Yeni kurulan şirketlerde veya belirli durumlarda, geçmiş verilerle uyumlu bir yeterlilik düzeyine ulaşmak için eklenen fark.
Eski bir kamu denetçisi ve bağımsız ile iç denetçilere eğitimler vermiş biri olarak, denetçilerde reasürans bilgisi eksikliğinin yaygın olması, bu alanda denetimler az yapılmasından dolayı tecrübenin sınırlı kalması ve aşağıda da anlatıldığı üzere aktüeryal hesaplamalarda, reasürör paylarının doğru belirlenmesindeki zorlukları nedeniyle, MTK Reasürör Paylarının yanlış hesaplanma olasılığı, genel MTK’nın yanlış olma olasılığından daha yüksektir.
MTK Yeterlilik Tablosu, geçmiş yıllarda ayrılan MTK karşılıklarının, izleyen yıllarda gerçekleşen tutarlarla karşılaştırılmasını sağlayan bir tablodur. İlk olarak 1997 yılında İngiltere’ye gittiğimde öğrendiğim ve denetimlerde kullandığım bu tablo, zaman içinde gelişerek bugün eşsiz bir analiz aracı haline gelmiştir.
Finansal okuyucular açısından eksik karşılık ayırma olup olmadığının öğrenilmesi için temel bilgi sağlayıcı olan hem MTK Yeterlilik Tablosu hem de MTK Reasürör Payı Yeterlilik Tablosu hiçbir makul gerekçe olmadığı halde dipnotlarda paylaşılmamaktadır. Bu durum, sigorta şirketlerinin finansal tablolarındaki şeffaflığı azaltmakta ve karşılık yeterliliğinin objektif bir şekilde değerlendirilmesini zorlaştırmaktadır.
Bu MTK nın doğru hesaplanması, sigorta şirketlerinin finansal sürdürülebilirliği açısından kritik önem taşır. Nitekim son yıllarda poliçe üretimleri kesilen şirketlerde MTK ve buna bağlı Devam Eden Riskler Karşılığı (DERK) doğru ayrılmaması sonucu, eksi özkaynak durumları ile karşılaşılmıştır.
1. Sorumluluk Sigortalarında MTK’nın Yeterliliği
Sorumluluk sigortalarında tazminat talepleri genellikle gecikmeli olarak iletilmekte ve tasfiyeleri de yıllara yayılmaktadır. Bu gecikmenin başlıca nedenleri şunlardır:
• Kasko sigortacıları, kasko sigortası kapsamında kendi sigortalısına ödeme yaptıktan sonra, kazada kusurlu olan tarafın trafik sigortacısından ödediği tazminatı rücu yoluyla talep etmektedir.
• Trafik sigortaları dışındaki sorumluluk sigortalarında, tazminat talepleri çoğunlukla mahkeme yoluyla gelmektedir.
• SGK’nın işverene açtığı rücu davaları, mahkeme sürecinin tamamlanmasının ardından sigorta şirketine iletilmektedir.
Özellikle trafik sigortalarında olmak üzere, sorumluluk sigortalarında bedeni tazminatların büyük bir kısmı tahkim veya mahkeme kararlarıyla ödendiği için, süreç uzun vadeye yayılmaktadır.
a) DTK Açısından
-Maddi Tazminat Talepleri: Mevzuata göre ekonomik kayıplar (örneğin 100 TL), kaza tarihindeki değeri üzerinden ödenir. Beş yıl sonra da ödense, yine aynı tutar geçerlidir.
-Sağlık Giderleri: Mağdurun eski sağlığına kavuşması için yapılan sağlık giderlerin karşılanması.
-Bedeni Tazminat Talepleri: Kaza tarihindeki ekonomik kayıplar ödenir. Ancak sürekli sakatlık tazminatı ve destekten yoksun kalma tazminatı hesaplamasında, bilinen ve bilinmeyen dönemler ayrı ayrı değerlendirilir: Bilinen dönemlerde: Kaza tarihinde sakat kalan veya ölen kişinin, kaza tarihindeki ücretinin ilgili dönemlere kadar asgari ücret artışlarına göre düzeltilmiş tutarı esas alınır. Eğer bu veri yoksa, ilgili dönemlerde geçerli olan cari asgari ücret kullanılır. Bilinmeyen dönemde: Kaza tarihinde sakat kalan veya ölen kişinin, kaza tarihindeki ücretinin, hesap tarihine kadar ilgili dönemlerin asgari ücret artışlarına göre düzeltilmiş tutarı esas alınır. Eğer bu veri yoksa, hesap tarihindeki son asgari ücret dikkate alınır.
Bedenî tazminat talepli dosyalarında, yukarıda anlatılan ücretler esas alınarak, Yargıtay kararları doğrultusunda progresif rant formülü ve TRH2010 Hayat Tablosu kullanılarak tazminat hesaplanmalıdır. Dava yoluyla gelen bedeni tazminat taleplerinde ise tazminata ilaveten 2024 yıl sonu itibariyle sigortalı araç hususi ise yasal faiz (%24) üzerinden, sigortalı araç ticari ise avans faizi (%49,25) üzerinden temerrüt faizi eklenmelidir. Nihai olarak, bilanço tarihinde geçerli olan tarife üzerinden vekalet ücreti ve yargılama giderleri de eklenerek DTK tutarına ulaşılmalıdır. Bu noktada Genel Şartlara göre hesaplama yapılması halinde, tazminat taleplerin dava sonucu Yargıtay kararları doğrultusunda ödenmesinden kaynaklı önemli DTK’da sapma oluşacaktır. Bu durum AZMM çalışması olumsuz etkisi yoksa, AZMM sonucu hesaplanan IBNR bu sapmaları da ihtiva edeceği için bu husus fazla kritik edilmesine gerek yoktur.
b) IBNR Açısından
Geçmiş veriler ışığında aktüeryal hesaplamayla belirlenen istitiksel sonuçtan DTK nın çıkartılması sonucu elde edilen tutardır. İçinde geç ihbar edilmiş hasarlar ve bütün hasarların defter değeri ile ödeme değeri arasındaki sapmayı gösteren tutarları ifade eder.
Aktüeryal bir MTK hesaplamasının sağlıklı olabilmesi için geçmiş hasar verisi dönemleri ile mevcut/gelecek dönemler arasında benzerlik olması ve bu şekilde geçmişteki hasar gelişmesine göre mevcut MTK yükümlülüğü doğru bir şekilde hesaplanmalıdır. Ancak geçmiş dönemlerle mevcut/gelecek dönem benzerliği ülkemizde uzun yıllardır bir türlü oluşmamıştır, ki son yıllarda bu dengeyi daha da bozacak çok sayıda gelişme yaşanmıştır:
Geçmiş dönemlerde yaşananlar:
-Anayasa Mahkemesi kararları sonucu şirketlerin hasar şiddeti arttı.
-COVID-19 döneminde seyahat azalması nedeniyle hasar frekansı düştü, ekspertiz hizmetleri ve onarım hizmetleri zamanında yapılamadığı için ödeme süreleri uzadı.
-COVID-19 sürecinde çip ve tedarik krizleri ve döviz kurlarındaki hızlı artışlar, toplu taşıma aracı tercih edilmemesi sonucu araç kullanımın artması, yatırım amaçlı araç alımların artması sonucu şirketlerin hasar şiddetini yükseltti.
-Onarım maliyetleri daha yüksek elektrikli araçların kullanılmasının artması sonucu şirketlerin hasar şiddetini yükseltti.
-Yasal faiz oranı %9’dan %24’e yükseltildi. Avans faizi ise son beş yıl aşağıdaki şekilde artmıştır:
Tarih Avans Faizi
13.06.2020 10,00
19.12.2020 16,75
31.12.2021 15,75
31.12.2022 10,75
24.06.2023 16,75
01.09.2023 26,75
28.09.2023 31,75
01.11.2023 36,75
01.12.2023 41,75
23.12.2023 44,25
01.04.2024 51,75
28.12.2024 49,25
Burada görüleceği üzere %10’dan başlayan ve hızlıca %50 gelen bir faiz söz konusudur, ancak bundan sonra aşağıda doğru düşeceği beklenmektedir. Dolayısıyla hasar veri döneminde yukarı giden faizi, 31.12.2024 itibaren aşağı doğru gitmesi beklendiğinden, veri setinde bu yönde gerekli düzeltmelerin yapılması lazım.
-Asgari ücret artışlarındaki son yedi yıllık gelişim
Burada görüleceği üzere %14’dan başlayan ve hızlıca 2023 yılında yıllık %107 kadar gelen bir asgari ücret artışı, ancak bundan sonra aşağıda doğru eğilim göstererek 2024 yılında %49, 2025 yılında da %30 artış gerçekleşmiştir. Gelecek yıllarda da enflasyon hedefine uyumlu şekilde bu düşüşün devam edeceği beklenmektedir. Dolayısıyla hasar veri döneminde yukarı giden asgari ücret, gelecekte aşağı doğru gitmesi beklendiğinden, veri setinde yükselen bir gelişim yerine düşen bir gelişime göre gerekli düzeltmelerin yapılması lazım.
-1 Ocak 2022 tarihinden itibaren yapılan ücret ödemelerine asgari ücret kadar kısımlarına gelir vergisi alınması kaldırıldı.
Gelecek Dönemlerde Beklenenler:
-Enflasyon düşmesi
-Döviz artış hızının enflasyon artışının altında kalması,
-Asgari ücret artışların enflasyon hedeflerine göre artırılması,
-…
Veri Setinde Düzeltme (Adjustman) Yapılması
Şirket bazında geçmiş hasar veri dönemi ile mevcut/gelecek hasar dönemleri farklıysa, geçmiş hasar verileri aktüer tarafından mevcut ve tasfiye dönemlere uygun bir şekilde düzeltilmelidir. Bu nedenle, bedeni tazminat taleplerinde hesaplama dönemlerinde geçerli olacak asgari ücretleri, davalık ise buna ilaveten ödeme tarihlerinde geçerli yasal ve avans faiz oranlarını, vekalet ücret tarifesini, yargılama giderlerini (harç vs), onarımı gerçekleşmemiş onarım bedeli taleplerinde ise izleyen dönemlerdeki onarım maliyetleri tahmin etmek gerekmektedir. Bunun için şirketlerin MB enflasyon hedeflerini ve hükümetlerin mevcut asgari ücret politikalarını da dikkate alarak şirket ve sektör bazında beklentilere göre söz konusu tutar ve oranları belirlemesi gerekir.
Bu şekilde veri uyumluluğu sağlandıktan sonra aktüeryak metotlara göre bulunan sonucun anlamı, şirketin bilanço tarihi itibariyle gerçekleşmiş ancak henüz ödenmemiş, gelecekte ödeyeceği bütün tazminatların (eksi geri kazanılabilir tutarlar) ve ilişkili masrafların yekünü gösterir.
IBNR Reasürör Payı
IBNR Reasürör Payı hesaplamasında, geçmiş hasar verisi reasürör payı verisi yerine saçma bir şekilde net hasar verisi (brüt hasar – hasar reasürör payı) üzerinden yapılmaktadır.
IBNR Reasürör Payının, IBNR gibi geçmiş veri üzerinden hesaplanması çoğunlukla mümkün değildir.
-Clean cut çalışılan branşlarda son yılın anlaşma oranı üzerinden AZMM reasürör payı sonucu üzerinden cari IBNR reasürör payı hesaplanabilir.
-Kotpar reasürans anlaşmalarında hasar veri dönemleri ile cari dönemin reasürör payı aynı ise geçmiş hasar verisi kullanılması yoluyla sağlıklı bir sonuç alınabilir.
-Eksedan reasürans anlaşmalarında hasar veri dönemleri reasürör payı ortalamaları ile cari dönemin reasürör payı ortalamaları yakınsa ve reasürörlerle hesaplaşma süreleri aynı ise geçmiş hasar verisi kullanılması yoluyla sağlıklı bir sonuç alınabilir.
-Yazım yılı (underwriting) esaslı anlaşmalar kullanılan branşlarda reasürör payları farklı olsa bile her yazım yılının toplam tutara etkisi ölçülebilmesi ve buna göre dağıtım yapılması halinde geçmiş hasar verisi kullanılması yoluyla sağlıklı bir sonuç alınabilir.
Diğer hallerde reasürör payı hesaplaması daha detay istatistik çalışmasına gerekmektedir.
2. MTK’nın İskontosu
2016/22 sayılı Genelge ile sigorta şirketleri 30.06.2016 tarihinden itibaren Muallak Tazminat Karşılığı ve Muallak Tazminat Karşılığı Reasürör Payının iskonto edilmesi kuralı getirilmiştir.
Sigorta şirketlerin son 7 yılda MTK, MTK Reasürör Payları, İskonto Tutar ve Oranları aşağıdaki gibi olmuştur.
Son yıllarda paranın zaman değeri artışı ve kullanılan iskonto faiz oranı nedeniyle iskonto oranları yükselmiş, ancak uzmanlığıma göre bu iskonto tutarları aşırı yüksek gözükmektedir. Bunun bir çok nedeni bulunabilir, bu çalışmada bunları ortaya koymaya çalışacağım.
Diğer taraftan, MTK iskonto geliri oranı MTK Reasürör Payı iskonto gideri oranından daha yüksek olması beklenirken, özellikle 2023 yıl sonunda 10 puan fark çıkması izah muhtaçtır.
1. Tutarlılık İlkesine Aykırılık
o TFRS/TMS’ye göre bir borç (MTK) ve bir alacak (MTK Reasürör Payı) iskonto ediliyorsa, tutarlılık ilkesine göre tüm alacakların (prim alacakları, rücu alacakları vb.) ve tüm borçların da iskonto edilmesi gerekmektedir.
o 30.09.2024 tarihi itibariyle TSB verilerine göre hayat dışı sigorta şirketlerini alacak ve borçlarının dökümü şöyledir:
Brüt MTK: 443.218.977.417 TL
-DTK: 193.955.147.793
-IBNR: 249.205.128.294
-MTK Yeterlilik Farkı: 58.701.329
-İskonto Geliri: 169.386.005.489
Net MTK: 273.832.971.928
Brüt MTK Reasürör Payı: 148.688.161.970
-DTK: 93.175.140.700
-IBNR: 55.494.170.807
-MTK Yeterlilik Farkı: 18.850.462
-İskonto Gideri: -47.597.475.104
Net MTK Reasürör Payı: 101.090.686.866
İskonto yapılmayan alacak ve borçlar:
Esas Faaliyetlerden Alacaklar: 310.384.818.305
İlişkili Taraflardan Alacaklar: 483.567.472
Diğer Alacaklar: 8.158.289.890
Esas Faaliyetlerden Borçlar: 240.673.094.086
İlişkili Taraflardan Borçlar: 3.819.784.378
Diğer Borçlar: 11.252.096.857
2. Sabit Faizin Kullanılması
SEDDK 2024/3 sayılı Genelge ile iskontoda kullanılacak oranı %35 olarak belirlemiştir. Ancak 31.12.2024 tarihi için yeni bir belirleme yapmadığından şirketler %35 kullanmaktadır. Bazı şirketler ise bunu azami oran kabul edip kendi iskonto oranını kullanmaktadır.
TCMB’nin 7 Şubat 2025 tarihinde açıkladığı son enflasyon raporunda, tüketici enflasyonunda 2025 yıl sonu tahmini yüzde 21’ten yüzde 24’e yükseltilmişti. Bu noktada sigorta sektöründe MTK iskonto oranı olarak üstelik tüm dönemler için %35 kullanması ne kadar doğrudur?
Diğer taraftan, özellikle sorumluluk sigortalar dahil kuyruklu işler olmak üzere yıllara sair ödenecek tazminatlarda tek bir oran kullanılması yanlıştır. Bu tek başına iskonto tutarını önemli ölçüde yanlış olmasına neden olur?
Bunun yerine kıdem tazminatı hesaplamasında gelecek dönemler için öngörülen iskonto oranlarının kullanılması gerekmektedir.
3. Geri Kazanılabilir Tutarlar
Sigorta şirketlerinin, ödenmiş tazminatlara bağlı olarak sovtaj ve rücu gelirleri bulunmaktadır. Ayrıca, dava süreçlerinde şirket avukatlarının kazandığı davalardan elde edilen vekalet ücreti kazancı ve yargılama gideri iadesi de gelir kalemi olarak kaydedilir. Bu tutarlar, ödenmiş tazminatlar için indirim kalemi olarak yazılsa da tahsil süreçleri genellikle ilgili tazminat ödemelerinden çok sonra gerçekleşir. Özellikle 3. şahıslardan olan rücu tahsilatları uzun yıllar sürebilmektedir.
Sonuç olarak, bu kalemler şirketler için gelir unsuru, reasürör payları ise gider unsurudur. Bu nedenle, brüt Muallak Tazminat Karşılığı’ndan (MTK) bağımsız olarak iskonto edilmesi gerekmektedir. Ancak uygulamada, geçmiş hasar verilerinde indirim kalemi olarak yer almaktadır.
Öte yandan, hasar verileri içinde yalnızca tahsil edilmiş geri kazanılabilir tutarlar bulunmaktadır. Bunun nedeni, DTK (ödenmemiş tazminatlar) hesaplanırken rücu ve sovtaj gelirlerinin dikkate alınmamasıdır. Bu yaklaşım, TMS 37’ye aykırıdır.
Daha da karmaşık olan bir durum ise, ödenmiş tazminatlara ait rücu ve sovtaj gelirlerinin tahakkuklarının “Diğer Teknik Gelirler” hesabına yazılması, ancak tahsil edildiğinde ödenmiş tazminatlara indirim kalemi olarak işlenmesidir. Muhtemelen dünyada bu kadar tutarsız bir muhasebe uygulaması başka bir yerde yoktur.
Aşağıda 31.12.2023 itibariyle Hayatdışı şirketlerin ödenmiş tazminatlara ait rücu-sovtaj gelir tahakkuk rakamları yer almaktadır.
Yukarıda da görüleceği üzere 8 Milyar TL hasar verisi, MTK dışında başka bir hesapta gösterilmektedir. Bu tutar IBNR içinde olduğu için, AZMM sonucu ile DTK dan indirirken, AZMM sonucuna eklenmesi gerekmektedir.
4. Reasürör Payının Hesaplanması
MTK reasürör payı iskontosu, reasürör şirketlerinden tahsil dönemlerine göre hesaplanması gerekmektedir. Ki, MTK ödendikten sonra izleyen çeyrek dönemleri ortalarında tahsilat yapıldığından, aynı büyüklükteki brüt MTK (örn. 100 TL) üzerinden hesaplanacak iskonto gelirinden daha fazla MTK reasürör payı (100 TL) üzerinden hesaplanacak iskonto gideri oluşur.
Ancak MTK reasürör iskonto gideri AZMM çeyrek dönem net hasar ödeme verileri (ödeme süreleri farklı borç ve alacakların o döneme denk gelen tutarların netleştirilmiş hali) üzerinden hesaplanmaktadır. Bu şekilde bir hesap reasürör payı üzerinden yapılmasından farklı bir sonuç üretip üretmeyeceği tartışmalı bir konudur. Ancak alacak tutarını, neden borç eksi alacak şeklinde yani bakiye üzerinde yapıldığı sorunlu bir konudur.
İskontoya Esas Alınan Borç (MTK) ve Alacaklar (MTK Reasürör Payı)
DTK Açısından:
• Maddi tazminat taleplerinde, bilanço tarihindeki değer (örn. 100 TL) üzerinden iskonto uygulanmaktadır. Ancak onarımı yapılmamış araçların izleyen yılbaşı zamları nedeniyle onarım bedelleri (Örn. 130 TL) yükselecek olması ve davalık ise temerrüt faizi, cari vekalet ücret ve cari yargılama gideri nedeniyle ilave yüklemelerle (örn. 150 TL) DTK artacağı, bu durumda 100 TL üzerinden iskonto yaparken bu yüklemeleri de dikkate alınması gerekmektedir.
• Bedeni tazminat taleplerinde, bilanço tarihindeki değer (örn. 100 TL) üzerinden iskonto uygulanmaktadır. Ancak izleyen dönemlerdeki asgari ücret artışı ve davalık ise temerrüt faizi, cari vekalet ücret ve cari yargılama gideri nedeniyle ilave yüklemelerle (örn. 150 TL) DTK artacağı, bu durumda 100 TL üzerinden iskonto yaparken bu yüklemeleri de dikkate alınması gerekmektedir. Başka bir deyişle iskonto giderinden çok iskonto geliri çıkar.
IBNR Açısından:
• Geçmiş hasar veri döneminde hasar gerçekleşme gelişimi ile cari/gelecek hasar gerçekleşme gelişimi benzer ise, AZMM sonucu, bilanço tarihi itibariyle gelecekte ödenecek tazminat tutarlarını ifade eder.
• Ancak AZMM sonucundan DTK çıkarılıp hem DTK hem de IBNR ayrı ayrı iskonto ediliyorsa, bedeni tazminatlara ilişkin asgari ücret ve gecikme faizi yüklemeleri IBNR içinde kalacağı için, DTK içindeki bedeni tazminat taleplerinin iskonto edilmesi mükerrer iskontoya neden olur.
Araştırmalara göre, sorumluluk sigortalarında MTK içinde bedeni tazminat taleplerinin:
• Dosya muallağında %60-70,
• IBNR içinde %70-80 paya sahip olduğu görülmektedir. Bunların neredeyse tamamı dava yoluyla talep edildiği bilinmektedir.
Sonuç olarak, asgari ücret artışlarının enflasyonun altında olmadığı ve refah payının zaman zaman eklenebileceği unutulmamalıdır. MTK ve iskonto hesaplamalarında bu unsurlar göz önünde bulundurulmalıdır.
3. DERK Yeterliliği
Şirketlerin normalde başlangıçta fiyatlama yaparken, teknik kar elde etmeyi veya nakit girişlerin nakit çıkışlarından daha önce olmasından dolayı sağlanan nakit tutarların yatırımından elde edilen gelirleri de hesaba katarak hesaplanan kar göz önüne alınarak faaliyet yapmaları beklenir. Ancak, bilanço tarihi itibariyle yürülükteki poliçelerin devam eden risk periyoduna ilişkin beklenen gerçekleşecek hasarlarının (hasar frekansının artması, hasar şiddetinin yükselmesi gibi) başlangıçta fiyatlama esnasında tahmin edilen hasardan fazla olacağı bir şekilde anlaşılması durumunda, ayrılan rezerv tutarı (KPK) yeteriz kalması da kuvvetle ihtimal olabilecektir.
Diğer taraftan, aşırı rekabetten dolayı veya pazar payının artırılması çabası gibi nedenlerle şirketler başlangıçta zarar elde etmeyi göz önüne olabilmektedir. Bu durumda da bilanço tarihinde ayrılan KPK devam eden dönemde gerçekleşecek hasarları karşılaması normalde beklenmez.
Sonuçta, KPK nın beklenen hasarları karşılamasında yetersiz kalacağı anlaşılması halinde devam eden riskler karşılığı (unexpired risk reserve) KPK’ya ilaveten ek bir rezerv olarak ayrılır.
Not: Trafik branşında üretim yapan şirketler en yüksekten en düşüğe doğru sıralanmış ve bu şirketlerin toplam üretimleri verilmiştir. Bu branşta artık üretim yapmayan Gulf Sigorta AŞ, Orient Sigorta AŞ, Generali Sigorta AŞ ve VHV Allgemeine Sigorta AŞ verileri çıkartılmıştır.
Hasar oranı yüksek olanların DERK’i de yüksek çıkacaktır, dolayısıyla yukarıda oranı yüksek olanların DERK’de yüksek çıkması gerekirdi. Nitekim, daha sonraki bölümlerde anlatıldığı üzere TSB göre sigorta sektörünün %141,6 brüt hasar oranına göre şirket bazında toplam 8 Milyar TL DERK ayrılmıştır.
Sektör nezdinde yaptığım araştırmada, DERK hesaplanırken beklenen hasar prim oranı hesaplamasında iskonto edilmiş MTK verisi kullanıldığını öğrendim. Bunun hatalı bir işlem olduğunu düşünüyorum. Şöyle ki, beklenen hasar oranı mevcut yıllık poliçelerin bilanço tarihinde bitmemiş periyotları içinde hasar gerçekleşmelerine göre ayrılması gereken ek KPK’ yı ifade eder ve bir yıl içinde rezerv tutarı sıfırlanır. MTK iskontosu ise çoğu cari ve öncesi yıllara ait birikmiş davalık tazminatların gelecekte ödenecek olmasından kaynaklı paranın zaman değeridir. Bu durumda izleyen yıl içinde hasar gerçekleşmelerin hemen izleyen yılda tamamının ödenmemesi ileri sürülebilirse de, bunun için son yılın gerçekleşmeleri (hasar yılı son yıl) üzerinden özel bir çalışması gerektiğini düşünüyorum, aksi halde mevcut halde yapılması DERK düşük çıkmasının temel nedenlerden biri gözüküyor.
4. Sonuç
1-Son dönemlerde artan enflasyon, salgın ve döviz kuru artışlarının ardından enflasyon ve döviz artış hızındaki yavaşlama gibi değişken faktörlere göre AZMM metotlarında kullanılan hasar veri setinde ayarlamalar (adjustmen) yapmak oldukça zordur. Muhmetelen 2024 yıl sonunda bu ayarlamalar iyi yapılmaması nedeniyle olsa gerek gerçek olmama ihtimali yüksek MTK görmekteyiz. Bu nedenle, bağımsız denetimlerde titizlikle incelenmesi gereken en önemli konuların başında bu husus gelmektedir.
2-Sigorta şirketlerinin finansal tablolarındaki şeffaflığı sağlamak ve karşılık yeterliliğini objektif bir şekilde değerlendirebilmek için, hem MTK Yeterlilik Tablosu hem de MTK Reasürör Payı Yeterlilik Tablosu finansal dipnotlarda paylaşılmalıdır. Ancak, herhangi bir makul gerekçe olmaksızın bu tablolar kamuya açıklanmamaktadır. Bu durum, eksik karşılık ayrılıp ayrılmadığını belirlemeyi zorlaştırmaktadır.
3-İskonto oranlarının aşırı yüksek olması: İskonto hesaplamalarında yüksek ve sabit faiz uygulanması, iskonto tutarlarının olması gerekenden çok daha büyük çıkmasına neden olmaktadır. Bedeni tazminat taleplerinde, bazı şirketler ise bunu azami oran kabul edip kendi değişken iskonto oranlarını kullanmaktadır. Bu durumda Kıdem tazminat karşılığı hesaplamasında kullanılan oranlar kullanılabilir.
4-İskonto uygulamasında tutarsızlık: Sadece MTK ve MTK Reasürör Payı için iskonto uygulanması, tutarlılık ilkesine aykırıdır ve muhasebe standartları açısından sorgulanmalıdır.
5-Gelir kazaanılabilecek tutarları, gelir unsuru olup, tahsil sürelerine göre MTK ve MTK Reasürör Payı ayrı olarak iskonto edilmesi gerekmektedir.
6-MTK Reasürör Payı hesaplamalarında sözleşme uyumu: Reasürans anlaşmalarının özelliklerine uygun hesaplama yapılması gerekmektedir. Bu konuda entelektüel bilgi eksikliği nedeniyle denetimlerin zayıf olduğu düşünüldüğünden, yanlış reasürör payları ayrılmış olabilir. Bu nedenle, denetimlerin reasürans bilgisi olan daha deneyimli denetçiler tarafından gerçekleştirilmesi büyük önem taşımaktadır.
7-Net hasar verisi üzerinden yanlış hesaplama: MTK Reasürör Payı ve iskontosu hesaplamalarının net hasar verisi üzerinden yapılması, yıllardır düzeltilmeyen temel bir hata olarak devam etmektedir.
8-Ödeme sürelerinin daha uzun olması nedeniyle, MTK Reasürör Payı iskontosu oranının, MTK iskonto oranından daha yüksek olması gerekir. Ancak, daha düşük çıktığı durumlar dikkatle incelenmeli ve araştırılmalıdır.
9-AZMM üçgenleri kullanılmadan iskonto yapılmamalıdır: MTK ve MTK Reasürör Payı iskontosu, AZMM üçgenleri üzerinden yapılmazsa, DTK’nın iskonto edilmemesi gerekmektedir. Aksi halde hesaplamalarda tutarsızlık ortaya çıkmaktadır.
10-MTK ve MTK Reasürör Payı iskontosu AZMM üçgenleri üzerinden yapılmaması halinde DTK iskonto edilmemesi gerekmektedir.
11-Davalık indirim ve IBNR hesaplaması: Normal şartlarda davalık indirimin uygulanmaması gerekir. Ancak uygulandığı takdirde, IBNR hesaplaması sırasında AZMM sonucu ile DTK karşılaştırırken DTK içinde eksi kalem olarak yer almalıdır. Aksi halde, AZMM sonucunda zaten var olan bir indirim tekrar yapılmış olur ve mükerrer hesaplama hatasına neden olur.