ZDS Tarife ve Talimatları Değişti!
Güncelleme Tarihi: 03/01/2024
Zorunlu deprem sigorta teminatları, betonarme yapılar için 3.016 TL/m2’den 6.000 TL/m2’ye, diğer yapılarda ise 2.080 TL/m2’den 4.000 TL/m2’ye çıkarılmıştır. Ayrıca, azami sigorta bedeli 212 m2’lik bir konuta karşılık gelen 1.272.000 TL’ye yükseltilmiştir.
1) ZDS’ inin vermiş olduğu teminatlar gerçeğe uygun inşa bedellerine göre çok düşük kalmaya devam etmektedir.
Günümüzde metrekare başına inşaat maliyetinin 15.000 TL’nin üzerinde olduğu düşünüldüğünde, DASK’ın verdiği m2 başına 6.000 TL teminatın çok düşük kaldığı görülmektedir. Bu durumda, sigortalıların Zorunlu Deprem Sigortası (ZDS) yaptırdıktan sonra İhtiyari Deprem Sigortası (İDS) ile teminat tutarlarını gerçek inşaat maliyetine yükseltmek için en az 9.000 TL/m2 ek teminat almaları gerekmektedir. Bu çerçevede, ZDS poliçesi ile birlikte sigorta şirketlerinin İDS teminatını (konut, eşya vb.) birlikte sunabilmesi mümkün kılınabilirdi. Diğer bir deyişle, daha önce savunduğum üzere bir poliçe ile birden fazla sigortacının teminat sağlayabilmesi için uygun bir düzenleme yapılabilir. DASK Otomasyonu bu yönde ayarlanabilir ve sigorta şirketleri ile entegre edilebilir.
2) ZDS’deki teminat artışı nedeniyle ihtiyari deprem sigortası olan bazı konutlarda, normalde aşkın sigorta oluşması söz konusu olacaktır.
Tebliğden önce ZDS ile birlikte İDS yapılmış konutlarda toplam sigorta bedeli gerçeğe uygun yeniden yapım değerine (örn. 15.000 TL) ulaşmış veya yakınlaşmış ise söz konusu Tebliğ değişikliği sonrası ZDS poliçesinde sigorta bedelinin yükseltilmesi halinde, gerçeğe uygun yeniden yapım değerini aşan kısmı nedeniyle aşkın sigorta durumu oluşacaktır. Bu durumda İDS poliçesi kapsamında sigortalıya prim iadesi yapılması gerekmektedir.
3) Eksik sigorta uygulamasına neden olan asgari prim uygulamasına devam edilmiştir.
“Bu şekilde belirlenecek asgari prim tutarı her halükârda risk grubuna göre birinci gruptan yedinci gruba sırasıyla 979 TL, 869 TL, 739 TL, 693 TL, 521 TL, 370 TL ve 252 TL’den az olamaz.”
Bu Tarifeye göre örneğin 1. bölgede betonarme binalar için 60 m2, diğer yapılar için ise 39,8 m2 üzerinden poliçe düzenlenebilecektir ((979 TL : 0,00233) : 6.000 TL/m2)= 60 m2).
Özellikle kiracıların su ve elektrik aboneliklerinde asgari prim üzerinden Zorunlu Deprem Sigortası (ZDS) poliçesi yaptırdıkları bilinmektedir. Ancak, bu durum ZDS’nin getirilme amacına aykırıdır. Bu nedenle, en azından bu tür aboneliklerde gerçek tapu bilgisinin (belediyelerden alınabilecek ortak alan dahil m2 bilgisi) sunulması zorunlu hale getirilebilirdi.
4) Poliçe başlangıç tarihi 01.01.2024 öncesi olan poliçelere ilişkin otomatikman teminat artışı veya sigorta ettirenlere zeyilname yaptırma yükümlülüğü getirilmemiştir.
Poliçe başlangıç tarihi 01.01.2024 öncesi olan poliçelere ilişkin yeni tarife üzerinden otomatikman sigorta bedelinin yükseltilmesi veya aylardır düzenleme eksikliğine işaret ettiğimiz halde zeyilname yaptırılması yükümlülüğü söz konusu Tebliğ’de öngörülmemiştir.
Uygulama
DASK ve sigorta şirketleri, “Değerli Sigortalımız, 01.01.2024 tarihi itibariyle yeni yapılacak DASK poliçelerinin teminat tutarları iki katına çıkıyor ve enflasyon koruması geliyor. Siz de mevcuttaki poliçe teminatınızı iki katına çıkarmak ve enflasyon korumasından faydalanmak için, yeni yılın ilk işi olarak ilgili tarihten itibaren acentenize, bankanıza veya sigorta şirketinize başvurarak teminatınızı yükseltin, olası bir deprem anında mağduriyet yaşamayın.” şeklinde telefon numarası poliçede doğru yazılan sigortalılara SMS göndererek zeyilname yaptırılmasını istemektedir. Katılmadığım bu uygulama ile ilgili görüşlerimin bir kısmını, Türkiye Barolar Birliği Dergisi’nde yayınlanan makalemde (http://tbbdergisi.barobirlik.org.tr/m2023-169-2160), diğer görüşlerimi ise, web sitemde “ZDS Uygulamaları” başlıklı ikinci makale çalışma taslağında bulabilirsiniz.
Diğer taraftan, hukuken geçerli olmayan SMS bildirim şekli yerine, DASK’ın sigortalılara yazılı bildirimde bulunup bulunmayacağını ise ilerleyen günlerde göreceğiz.
5) 01.01.2024 tarihinden sonra düzenlenen poliçelerin teminatları, 2024 yılı Şubat ayından itibaren aylık olarak TUİK tarafından açıklanan Üretici Fiyat Endeksi’ne göre otomatik olarak artırılacaktır.
Söz konusu Tebliğin 3. maddesinin ikinci fıkrasında, sigorta bedeli hesabına esas metrekare bedellerinin, her ay Türkiye İstatistik Kurumu tarafından bir önceki ay açıklanan aylık 2003=100 Temel Yıllı Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi oranında artırılacağı, aylık metrekare bedelindeki değişikliğin Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi tarafından sigorta şirketlerine otomatik olarak iletileceği, azami m2 teminat ve azami sigorta bedelinde artış olması halinde herhangi bir ek prim alınmaksızın artış oranında poliçe teminatlarının artırılacağı öngörülmüştür. Ancak, sigorta şirketlerinin 03.02.2024 tarihinde açıklanan ÜFE’ye göre oluşan yeni teminatlara göre zeyilname düzenleyip düzenlemeyecekleri açık olmamakla birlikte pratik olmayacağı için uygulanmaması gerektiği düşünülmektedir.
Bu bağlamda, 01.01.2024 tanzim edilen bir poliçeye ilişkin 15.02.2024 tarihinde gerçekleşecek bir depremde, normalde 03.02.2024 tarihinde açıklanan ÜFE’ye göre oluşan yeni teminatlara göre belirlenen sigorta bedeli esas alınarak tazminat ödenecektir.
Uygulamada yaşanabilecek sorun:
Söz konusu aylık otomatik teminat artışı sonrasında yeni poliçe kesilmesi sırasında artan sigorta bedeli nedeniyle primlerin de artacağı göz önüne alındığında, ÜFE açıklanma tarihlerinin hafta sonlarına veya resmi tatillere denk gelmesi sebebiyle her ayın farklı bir tarihte olması, poliçe tanzim tarihinin ÜFE’nin açıklanma saatinden önce, ancak poliçe başlama tarihi ÜFE’nin açıklama saatinden sonrası olanlar, poliçe bitiş süresi ÜFE’nin açıklama gününe denk gelenler ve ÜFE’nin açıklanmasından sonra SBM’nin buna göre m2 bazında ve toplamda değişen teminat tutarlarını sigorta şirketlerine bildirmesi ve otomasyona entegre edilmesi sürecinde geçebilecek sürelerde, değişen teminatlara göre sigorta bedelinin belirlenmesi ve priminin hesaplamasında sıkıntılar yaşanacaktır.
Alınan enflasyon endeksi doğru mudur?
Teminatların aylık TUİK in üretici fiyat endeksine göre ayarlanması ve bu artışların ek prim olmaksızın bütün poliçelere otomatik olarak uygulanacak olması olumlu bir gelişme olarak değerlendirilmektedir. Ancak, inşaat, bina inşaat ve bina dışı yapıların endeksine göre ayarlama yapılması daha isabetli olabilirdi. Aşağıda görüleceği gibi, TUİK Ekim 2023 ayı inşaat endeksinde esas inşaat maliyetlerindeki artışların daha ziyade işçilik maliyetlerindeki artıştan kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, ÜFE’nin bu artışı ne kadar yansıtacağı konusunu takdirinize bırakıyorum.
Hangi poliçeler için otomatikman enflasyon koruması getirilmiştir.
Söz konusu Tebliğ değişikliğinin yürürlük tarihi olarak 01.01.2024 belirlenmiştir. Ayrıca, enflasyon korumasının “1/1/2024 ve sonrası düzenlenen poliçeler için” uygulanacağı öngörülmüştür.
Nitekim bu durum DASK’ın ilanında da görülmektedir.
Bu durumda, başlangıç tarihi 01.01.2024 öncesi olan poliçelerde, sigortalılar zeyilname yaptırmak suretiyle güncel teminat üzerinden sigorta bedelini artırsalar bile sigorta bedellerinin 2024 yılında enflasyon koruması altında olmayacağı anlamı çıkmaktadır. Eğer bu durum yazım hatası değilse ve uygulama bu şekilde devam edecekse, bu durum herhangi bir deprem sonrasında hukuki tartışmalara ve hukuki ihtilafa neden olabilir. Zira aynı prim ödenmiş olmasına rağmen, 01.01.2024 tarihinden önce düzenlenen poliçelerin dolaylı olarak enflasyon kapsamı dışında bırakılması izaha muhtaçtır.
6) Tanzim tarihi Aralık 2023 olan ZDS poliçelerinin bazılarına otomatikman teminat artışı getirilmiş iken, bazılarının durumu belirsizdir.
Tebliğin aşağıda verilen geçici 3. maddesine göre, sadece 02 Aralık 2023 (1.1.2024 başlangıç tarihli poliçe kesilmesinin başlandığı tarih) ile 28 Aralık 2023 (Tebliğin yayım tarihi) tarihleri arasında tanzim edilmiş, ancak sigorta başlama tarihi 01.01.2024 ve sonrası poliçeler için ek prim ödemeksizin bu Tebliğde getirilen teminatlar üzerinden otomatikman sigorta bedeli artışı uygulanacaktır.
“3) Bu maddeyi ihdas eden Tebliğin yayımı tarihinden önce akdedilen ve teminat başlangıç tarihi 1/1/2024 ve sonrası olan sigorta sözleşmeleri, prime ilişkin herhangi bir işlem yapılmaksızın bu Tebliğ kapsamındaki teminatlara tabidir.”
Bu durumda, Tebliğin yürürlük tarihi 01.01.2024 olarak belirlenmesi ile birlikte yukarıdaki fıkrada Tebliğde “yayım tarihinden önce akdedilen” denildiği için üç belirsiz durum oluşmuştur:
1-Bu Tebliğin yayınlandığı 28.12.2023 tarihinden sonra (28-31 Aralık arasında) tanzim edilen, ancak sigorta başlama tarihi 01/01/2024 ve sonrası olan poliçelerin otomatikman teminat artışı ve enflasyon koruması açısından belirsizliğe düşmüştür.
2-Bu Tebliğin yayınlandığı 28.12.2023 tarihinden sonra (28-31 Aralık arasında) tanzim edilen ve sigorta başlama tarihi 01/01/2024 öncesi olan poliçeler eski tarifeden sigorta bedeli belirlenecektir. Bu poliçeler hem otomatikman teminat artışından hem de enflasyon korumasından faydalanmamış olacaktır.
3-Aynı şekilde 28.12.2023 tarihinden önce düzenlenmiş ancak 28-31/12/2023 (dahil) tarihleri arasında yürürlüğe girecek olan poliçelerde hem otomatikman teminat artışından hem de enflasyon korumasından faydalanmamış olacaktır.
Bu durumda, daha önceki tarihlerde (02.12.2023 ile 28.12.2023 arası) tanzim edilen poliçelerin bir kısmına (01/01/2024 sonrası yürürlüğe girecek olanlar) hem otomatikman teminat artışı hem de enflasyon koruması getirilmiş iken, aynı dönemde tanzim edilen bazılarına ve 28-31.12.2023 arasında tanzim edilen poliçelere bu hak verilmemiş olacaktır ki bu durum da izaha muhtaçtır.
Sonuç
Söz konusu Tebliğ ile ilerde gerçekleşecek depremlerde Kahramanmaraş depremleri gibi zeyilname yapılmadığı için yüzbinlerce sigortalıya eski tarifeden tazminatlar ödenmesi durumuyla karşılaşacağız. Dolayısıyla, birçok mevcut tartışmalı konu, hukuki ihtilaf konusu olmaya devam edecektir.
Hükümetin Orta Vadeli Planda 2024 yılı 3.çeyrekte çıkartılacağı ilan edilen Zorunlu Afet Sigortası düzenlemeleri rafa kaldırılmazsa, daha köklü değişikliklerin yapılmasını bekliyoruz. Aksi takdirde, söz konusu Tebliğin, bazı iyileştirmelere rağmen, muhtemel bir depremde Kahramanmaraş depremlerindeki gibi büyük tartışmalara neden olacağı aşikardır.