Bireysel Emeklilik’teki Yenilikler
7351 Sayılı Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 22.01.2022 tarihinde Resmi Gazete ’de yayınlamak suretiyle yürürlüğe girmiştir.
Şimdi bu Kanun değişikliği ile Bireysel Emeklilik Sisteminde getirilen değişiklikleri ele alalım.
1) Devletin bireysel emeklilik sistemine doğrudan desteği, üst limiti (azami yıllık brüt asgari ücret) aşmamak kaydıyla 22.01.2022 tarihinden sonra şirket hesaplarına intikal eden katkı payları için %25’den %30’a çıkartılmıştır. Buna göre 2022 yılına ait yıllık brüt asgari ücret olan 60.018 TL’yi BES fonlarına yatırılması halinde Devlet bu tutarın %30 u olan 18.005,40 TL’yi doğrudan katkı şeklinde kişinin hesabına aktaracaktır.
2) Kırk beş yaşını doldurmuş çalışanlar, talep etmeleri halinde Otomatik Katılım Sistemine (OKS) dahil edilebilecekler. Normalde 45 yaş altında çalışanların hem OKS hem Gönüllü Katılım Sisteminde (GKS) olmaları halinde yukarıda anlatılan azami devlet katkısından ayrı ayrı faydalanabilmektedir. Bu değişiklikle artık 45 yaş üstünde çalışanlar da OKS den faydalanabilecekler. Başka deyişle 45 yaş üstü çalışan olarak 2022 yılında OKS’ye girmeniz halinde 60.000 TL yatırdığınızda 18.000 TL devlet katkısı alacaksınız, aynı zamanda GKS kapsamında 60.000 TL yatırdığınızda ikinci kez 18.000 TL devlet katkısı alabileceksiniz.
Özetle otomatik katılım sisteminde de benzer devlet katkısı olduğu için bir katılımcının aynı zamanda otomatik katılım sisteminde de sözleşmesi varsa toplam devlet desteği 36 bin lira gibi çok önemli büyüklükte bir meblağ olacaktır. Bu kadar ciddi büyüklükte bir katkı dünyanın başka hiçbir ülkesinde yoktur.
Bu arada OKS nin GKS’ye göre avantajları ve dezavantajlarını sıralayalım;
a) Avantajlar
Giriş aşamasında: Giriş aidatı ve yönetim gider kesintisi yapılmaması,
Yatırım aşamasında: Fon toplam gider kesintisi oranın daha düşük olması
GKS’de fon grubuna göre fon net varlık değerinin yıllık asgari %1,09’i; azami %2,28’i
OKS’de bütün fon gruplarında fon net varlık değerinin yıllık en fazla %1,09’u
Çıkış aşamasında: Hak edilme durumlarına göre 1.000 TL (Enflasyona göre ayarlama yapılması yok) başlangıç devlet katkısı desteği
Emeklilik hakkını en az 10 yıllık gelir sigortası alarak kullanırsa birikimlerin %5’i ek devlet katkısı verilmesi (Gelir sigortası bu sistemin tamamlayıcı unsuru olarak düşünülmekte, esas emeklilik sağlayan parçasıdır. Ancak idari düzenlemeleri iyi kurgulanmadığı için şu anda çok yaygın olarak pazarlanmamaktadır. Buna karşın ilerde bu alanda da önemli düzenlemeler yapılacağını düşünmekteyim. Bu durumda bütün birikimize %5 ek devlet katkısı çok önemli bir kalem olacaktır.)
b) Dezavantajları
Fon çeşitliliğinin gönüllü besdeki gibi fazla olmaması ve getirilerinin kısmen daha düşük kalabilmesi
Ek katkı payı ödemesi yapılamaması
Katılımcının Şirket Seçimi ve Değişimi Yapamaması
Fon dağılımı dışında emeklilik şirket seçimi dahil bir çok hakkı sizin adınıza işveren kullanmakta (Ancak BEFAS geldikten sonra şirket seçiminin pek önemi kalmamıştır, zira siz BEFAS üzerinden birikimlerinizi başka şirketlerin emeklilik fonlarına yatırabiliyorsunuz)
Devlet Katkısı Getirisi
Devlet katkısı Gönül Katılım Sistemine gibi nakden değil, hak kazanıncaya kadar taahhüt bazında kişisel hesaplara kayden yansıtılması, hak kazanılan tutarların hesaba hak kazanma oranına göre nakden (enflasyona göre ayarlanmış tutarı) ödenmesi. Bunun anlamı devlet katkısında enflasyon üstünde getiri elde edilmesi ancak hak edilen tutarların nakden hesabınıza gelmesi halinde ve hak edilen tutar kadar olacak olmasıdır.
Akla gelen soru:
Devlet neden BES’e bu derece yüksek bir destek vermekte, başka bir deyişle bu destek nedeniyle bütçe dengesini bozulmasını telafi edecek nasıl bir fayda beklenmektedir?
Bilindiği gibi gelişmekte olan ülkelerde en temel sorunlardan biri, yatırım için yeterli kaynak bulunamamasıdır. Eğer petrol veya doğalgaz gibi doğal kaynaklar zengini bir ülke değilseniz yatırım yapabilmek için başka kaynaklar bulmak zorundasınız, bunun içinde ya yurtdışından kaynak sağlanması ya da ülke içinde kaynak yaratılması gerekmektedir. Yurt içi kaynak yaratılması ise daha çok kişi başına düşen milli gelir düzeyine ve tasarruf eğilimine bağlıdır. Bu çerçevede yurtdışında kaynak çekmede çok başarılı olamadığımız gerçeği ile birlikte ülke içinde tasarruf eğilimi düşük bir toplum olduğumuz da bir gerçektir.
Diğer taraftan sermaye piyasalarının gelişmesinde kurumsal yatırımcıların (BES fonları gibi) önemli bir rolü bulunmaktadır. Zira kurumsal yatırımcılar yatırımlarını daha çok uzun vadeli ve büyük tutarlarda yapmaktadır. Bu durum ise yatırım yapılması için en uygun zemindir. Ülkemizde ise sermaye piyasalarında kurumsal yatırımcı sayısı çok düşük düzeydedir. Özellikle rating kuruluşlarınca ülkemizin “yatırım yapılabilir ülke” statüsünden çıkartıldıktan sonra büyük yabancı fonların (özellikle BES fonlarının kendi mevzuatlarında veya ana sözleşmelerinde yatırım yapılabilir ülkede yatırım yapma şartları gereği) ülkemizden çekilmesi, ayrıca ülkemizde yaşanan siyasi olaylar ve döviz dalgalanmaları da önemli ölçüde yabancı sermaye çıkışına neden olmuştur. Diğer taraftan, 2013 yılına kadar sürekli artarak devam eden doğrudan sermaye girişleri de bu süreçte çok azalmıştır.
Sermaye piyasalarında kurumsal yatırımcılar az olunca, sermaye piyasaları manipülasyona açık hale gelebilmektedir. Nitekim Aralık 2021 ayından bu yana Borsa İstanbul’da çok ciddi dalgalanmalar yaşanmaktadır. Oysa kurumsal yatırımcıların olduğu bir piyasada orta ve küçük yatırımcıların manipülatif davranışları çok ciddi dalgalanmalara neden olmaz.
Sonuçta, hükümet hem ülkenin tasarruf açığını kapatmak hem de sermaye piyasalarına kurumsal yatırımcılar kazandırmak için bu sistemi desteklemektedir.
3) Bilindiği üzere sizin için yatırılan devlet katkılarını tamamen kazanmak için sistemde 10 yıl kalmanız ve ayrıca 56 yaşını doldurmanız (çift koşul) veya BES’e girdikten sonra vefat etmeniz (sözleşmede belirlediğiniz kişiye (lehdara), belirlemediyseniz kanuni mirasçılarınıza ödenecek) veyahut SGK mevzuatı kapsamında %60 oranında ve üzerinde sakat kalmanız gerekmektedir. Devlet katkısının kısmen hak edilmesi ise aşağıdaki tabloda da görüleceği üzere sistemde kalma sürenize göre değişkenlik göstermektedir.
Bu noktada sistemin en büyük handikapı, mali gücü ve niyeti emekli olma süresini doldurmaya yetmeyenlerin, erken ayrıldıklarında süreye bağlı kaybettikleri devlet katkısıdır. İnsanlar ev almak gibi temel ve büyük harcama yapacakları zamanlarda BES’ten emekli olmadan çıkmaktadırlar. Bu durumda ise devlet katkısını tamamını veya bir kısmını kaybetmekte, daha sonra yeniden BES girildiğinde de ilk kez sisteme girmiş gibi, yukarıda verilen süreler sıfırdan işlemeye başlamaktadır.
Bu nedenle, 2012 yılında yapılan değişiklikle 4632 sayılı Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Kanunun 6 ncı maddesinin üçüncü fıkrasında, bir kayıp karşılaşılmadan kişiler ihtiyaçları kadar bir tutarı birikimlerinden çekmeleri için “kısmen ayrılma hakkı” tanımlamıştır.
“Müsteşarlıkça belirlenen hallerde katılımcıya sistemden ayrılmadan kısmen ödeme de yapılabilir. Kısmen ödemeye konu olabilecek birikim oranı ile bu madde kapsamında şirketlerce yapılacak ödemelere ilişkin diğer esas ve usuller Müsteşarlık tarafından belirlenir.”
Ancak söz konusu kısmen ayrılmaya ilişkin usul ve esaslar kamu otoritesi tarafından şimdiye kadar çıkartılmadığı için kısmen ayrılma uygulanamamıştır. Şimdi ise Kanun düzeyinde ana bir esas getirilmiş, ancak detay esaslar ve usulleri ise alt düzenlemelere bırakılmıştır. Buna göre insanlar mevcut bireysel emeklilik birikiminin (stopaj kesintisi işlemi olmaması için ana para üzerinden düşünülmekte) %50 sine kadarını sistemden çıkmadan ve emeklilik süresine dair haklarını kaybetmeden geri çekebileceklerdir.
Ayrıca evlilik, askerlik, eğitim gibi ihtiyaçları kapsamında kısmi ayrılan kişi, çektiği tutarın %25 ini aşmayacak şekilde kısmen ayrılma tarihi itibariyle kazanılmış olan devlet katkısı hesabındaki birikimini (stopaj kesintisi işlemi olmaması için ana para üzerinden düşünülmekte) de çekebilecektir. Örneğin ilk üç yılı doldurmadan kısmen ayrılan kişiler için devlet katkısı hesabında kazanılmış bir tutar oluşmayacağı için devlet katkısı üzerinden kısmen ayrılma tutarı da oluşmayacaktır.
Diğer taraftan, kişi kaç kez (ev alınması sonrası iş kurulması için vs) kısmen ayrılma hakkı kullanabileceği gibi bir çok alt soru idari düzenlemelerle netleşecektir.
“Ancak Kurumca belirlenen hallerde ve koşullarda katılımcıya sistemden ayrılmadan, Devlet katkısı hesabındaki tutarlar hariç hesabındaki birikim tutarının yüzde ellisine kadar kısmen ödeme yapılabilir. Bu durumda kısmen yapılan ödeme tutarının yüzde yirmibeşini aşmamak üzere Devlet katkısı hesabındaki tutardan da ödeme yapılabilir.”
“Bu fıkra kapsamında yapılacak işlemlere ilişkin, Devlet katkısına dair uygulamalar dahil olmak üzere, esas ve usuller Bakanlığın uygun görüşü alınarak Kurum tarafından belirlenir.”
4) Toplu ödemelerde devlet katkısı alamayan tutarlara izleyen yıllarda yıllık brüt asgari ücret kapsamında devlet katkısı verilebilecektir. Alt düzenlemelerle birlikte yıllara yayılacak süreye de bir kısıt (5 yıl gibi) getirileceği öngörülmektedir.
Örneğin, 200.000 TL ödeme yaparak BES’e girdiğinizde 2022 yılında sadece yıllık brüt asgari ücret olan 60.018 TL üzerinden %30 oranında, yani 18.005,40 TL devlet katkısı alabilirsiniz. Aşan 140.000 TL katkı ödemeniz için ise bu düzenlemeden önce hiçbir zaman devlet katkısı alamıyordunuz. Ancak bu yeni düzenleme ile artık alabileceksiniz, yani 2023 yılında yıllık brüt asgari ücret 80.000 TL olacağını varsayalım, bu durumda önceki yıl ödemiş olduğunuz ve devlet katkısı alınmayan 80.000 TL kısmı için 2023 yılında 24.000 TL devlet katkısı alabileceksiniz, kalan 60.000 TL kısmı için ise 2024 yılında 18.000 TL devlet katkısı alabileceksiniz.
5) BES’te çok önemli ama katılımcılar tarafından çoğunlukla gözden kaçan bir hususu burada anlatmak istiyorum. Kişi emekli olduğunda isterse sistemde kalmaya devam edebilmektedir. Başka bir deyişle 56 yaşını doldurmuş ve 10 yılını tamamlamış olduğu halde sistemden ayrılmayan emekli, katkı ödemeye devam ederse devlet katkısını da almaya devam etmektedir. Bu durumda yıllık asgari ücret kadar bir katkı ödeyen emekli, herhangi bir süre beklemeksizin %30 devlet katkısını anında hak edebilmektedir. Örneğin Ocak ayında Gönüllü Katılım Sisteminde (GKS) 60.018 TL ve Otomatik Katılım Sisteminde 60.018 TL (OKS) katkı yatırmış bir emekliğini hak etmiş kişi, Şubat ayında 36.010,80 TL devlet katkısı hesabına geldiği andan itibaren sistemden çıkmak isterse, mevcut birikimine ilaveten toplam 156.046,80 TL alacaktır.
Diğer taraftan hiçbir yatırım %30 oranında getiri garantisi sağlamaz. Sonuçta böyle önemli bir getiriyi kimse kaybetmek istemeyeceği için emekli kişi ihtiyacı olsa bile sistemde kalmaya çaba gösterecektir. Ancak insan bu çabayı ömrünün sonuna kadar göstermesi manasız olacağından, bir noktadan itibaren sistemden çıkmaktadır.
Söz konusu Kanun değişikliği ile, BES’teki birikimin tamamını veya bir kısmını başkasına devredilmesi (temlik) yahut bireysel emeklilik sözleşmelerinin devredilmesi hakkı getirilmiştir.
“MADDE 5 – 4632 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin ikinci fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun ilgili hükümlerine göre bireysel emeklilik sözleşmelerinin yahut bu sözleşmelerden kaynaklı alacağın devredilmesi durumunda, 5 inci ve 6 ncı maddelerde belirtilen hakların kullanımı ile söz konusu uygulamaya ilişkin diğer esas ve usuller Kurum tarafından belirlenir.””
Söz konusu Kanun maddesi “bireysel emeklilik sözleşmelerinin devrine” de imkan vermekle birlikte SEDDK nın sektöre gönderdiği izaha göre katılımcıların bankalardan kredi çekmeleri gibi finansal ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla BES’teki birikimlerini temlik edebilecekleri şeklinde bir alt düzenleme geleceği anlaşılmaktadır. Ancak ülkemizde insanlar finans ihtiyaçlarını önemli ölçüde halen geleneksel şekillerde çevrelerinden nakit, döviz veya altın almak suretiyle karşılamaktadırlar. Ayrıca dini gerekçelerle bankalardan kredi almayan önemli bir kesimin de olduğu unutulmamalıdır. Bu durumda katılımcının finansman ihtiyacını banka yerine mesela bir akrabasından, bir arkadaşından sağlaması halinde BES teki birikimlerini o kişiye temlik edilebilecek midir?
Bireysel emeklilik sözleşmelerden kaynaklı alacağın devrilmesi durumuna ilişkin SEDDK çıkaracağı alt düzenlemede, temlik tutarının mevcut birikim ile birlikte gelecek dönemlerde birikime yapılacak ilaveleri (katkılar ve ilişkili devlet katkıları) ve büyümeleri (katkıların ve ilişkili devlet katkısının getirileri) de kapsayacak şekilde belirlenip belirlenemeyeceğinin, devralanın devredenin yukarıda hak sürelerini dikkate alarak tahsilat yapıp yapamayacağının belirlenmesi gerekmektedir. Başka deyişle devralan, devredenin devlet katkısı hak ediş sürecini etkilememesi, yani sistemden erken çıkmasına neden olmaması gerekmektedir.
Bireysel emeklilik sözleşmelerinin devrilmesi durumunda ise, devralana göre yeniden hak ediliş süreleri oluşturulması gerekmektedir. Mesela mevcut birikimi ve kazanılmış devlet katkıları hariç hak edilmeyen devlet katkıları ve gelecekteki ilave edilecek devlet katkılarını hak etmek için 56 yaş ve en az 5 yıl sistemde kalma şartı getirilmesi gibi.
SONUÇ
Ülkemizde kurgusu çok iyi olan ve işleyen BES sistemine, Hükümet özellikle son yıllarda çok güçlü şekilde destek vermektedir. Bu son değişiklikte bu desteğin devam edeceği mesajını da güçlü verdiğini düşünüyorum.
Kişilerin emeklilik dönemlerine yönelik olarak tasarruf etmeleri emeklilikte yaşam standartlarını korumaları açısından olduğu kadar, ülke ekonomisi için de kritik öneme sahiptir.
Devlet katkısının tüm katılımcılar için %30’a çıkarılması; bireysel emeklilik sistemine olan güvenin ve tasarrufların artırılmasına verilen önemin bir işareti olup bu gelişme, bireysel tasarruf alışkanlığı kazanan bireyleri ödüllendirerek katılımcıların yüzlerini güldürecek ve sistemdeki tasarrufları ciddi oranda artıracak bir adım olarak değerlendirilmektedir.
Diğer taraftan, BES sisteminde tüketicilerin finansal okur yazarlıklarının düşüklüğünden ve mevzuattan kaynaklı bazı sıkıntılı alanlar mevcuttur.
Bunları önemine göre sıralarsak;
-Katılımcılar yatırım tercihlerini girişte belirtmemeleri ve/veya sonraki süreçte de ekonomik gelişmelere göre değiştirmemeleri, bu kapsamda yeni gelen BEFAS sistemini aktif kullanmamaları,
-Gelir sigortası uygulamasının zayıf kalması
-Girişte emeklilik planında belirtilen özellikle ertelenmiş giriş aidatı konusu olmak üzere kesinti durumlarının iyi anlaşılamaması,
-Uzun süreli mali güce ve/veya sistemde kalma niyeti olmadığı halde devlet katkısını tamamen alacağını düşünerek bu sisteme girişlerin olması
-Fon tercih ve yönetimi, Devlet katkısının kazanma şartları ve ertelenmiş giriş aidat hususu başta olmak üzere katılımcılara yapılan bilgilendirmelerde eksiklikler olması
-Performansı kötü olduğu halde şirketlerini değiştirme haklarını kulanmamaları (BEFAS’tan sonra çok önemi kalmadı)
-18 yaş altı çocuklar için farklı şartların ve ürünlerin geliştirilmesi, bu kapsamda eğitim sigortası ile birlikte karma ürünlerin sunulması
Sonuçta, bu konularda da ilerleyen dönemlerde görüşlerimi paylaşacağım.
Doç. Dr. Metin SARIASLAN